babam anlayışlı biridir, ancak yine de evde bazı kurallar
vardı, örneği saat 19 da önce evde olmamız gibi. kahvaltı, öğlen yemeği ve
akşam yemeğinde hep bir arada sofra başında olmamızı önemserdi.
askerden döndükten sonra bir gün babam dedi ki "oğlum,
eve geç gelebilirsin ve akşam arkadaşlarında kalabilirsin, ancak bize haber
ver", ben de " baş üstüne babam" dedim. hep de öyle yaptım,
disiplinli ve duyarlı bir çocuktum, ama bir gün bir şey oldu.
arkadaşlarıma misafirliğe gittim, çok eğleniyorduk, gürültü
patırtı, müzik dans, öyle neşeliydik ki zamanın nasıl aktığından habersizdik,
bir an kendime geldim, bir soluklandım ve duvardaki saate baktım, saat tam gece
yarısıydı! şaşırdım, annem, babam saat 22 de uyurlar. kendi kendime dedim ki
"şimdi arasam uyandırmış olacağım, artık ne yapalım.
neredeyse sabah kadar eğlendik, sabah erkenden taksiye binip
eve gittim, sabah saat 8 olmuştum, annem her zamanki gibi kahvaltı sofrasını
dizmiş, semaveri hazırlamış, bardakları getirmişti. babam giyinmek üzereydi,
dışarı çıkacaktı. " baba selam" dedim, babam yere baktı, sonra "
baba özür dilerim, gece arayacaktım, ama geç olunca kıyamadım." dedim.
babam çıkar ayak merdivenlerde eğildi ayakkabılarını giydi
ve kafasını kaldırdı ve dedi "sevgili oğlum ben seni biliyorum, sana bir
zarar gelmeyeceğini biliyorum, ama anne ... sabaha kadar ağladı"
çok utanmıştım, doğru mutfağa gittim, "anne özür
dilerim" dedim, annem bir şey demedi, ama kafasını kaldırınca, gördüm ki
gözleri şişmiş... çok üzüldüm...
annem bir şey demedi, otur kahvaltını yap dedi, sonrada bana
çay koydu.
sevginiz varsa, onu verin bekletmeyin, çünkü sevgi verdikçe
çoğalır.
bu anım, bizi sevenlere karşı sorumluluk duygumu geliştirdi,
ve yine daha duyarlı hareket etmeye çalıştım. merakta bırakmamak, başka bir
sevgi türüdür, illa seni seviyorum demek gerekmeyebilir.
sevgiyle kalın.
Dr. Anooshirvan Miandji
annem babam hayattalar ve onlar özlüyorum.